Milföy hamuru ile neler yapabileceğinizin sınırı yok gibi görünüyor. Sosyal medya hesaplarınızdan da gün içinde önünüze yüzlerce tarif düşüyor olabilir. Bazı kültürlerde, milföy hamurunu özel günlerde özel yiyeceklere dönüştürmeyi seçmişler. Örneğin Finlandiya’da, yeni yıl masalarının (Onlar yılın bu özel zamanına Joulu yani Noel diyorlar ve 24-25 aralıkta aileleri ile bir araya geliyorlar.) vazgeçilmez tatlısı Joulutorttu (Noel pastası), kutlama masalarının …
Bazıları, ilk görüşte ah işte bu ya! dedirtirken, bazılarından o kadar da emin olamıyoruz… Zamanında yazılıp söylenenlerden selam var. “Hayatın amacı mutlu olmak değildir. İşe yarar olmaktır. Onurlu olmaktır. Merhametli olmaktır. Yaşadığın süre boyunca bir fark yaratmaktır.” Ralph Waldo Emerson “Eğer herkes başka bir televizyon seti yerine barış isteseydi, o zaman barış olurdu.” John Lennon …
Bu bir replik yazımıdır. “Yaa ben var ya ben, ilahi adalete inanır mısın? diye soran avukat ve psikolog gördüm, gördüm derken bizzat müşterisiydim, dertli gittim yaniiiii. Üstelik bu eşine az rastlanırlara ücreti ne ise ödedim biliyor muuusuuunn? Aman bizden gitsin, borçlu kalmayalım di mi yaaaa? Sonuçtaaa, ilahi adalet diye bişi var.” Bu bir şok anısının …
Konumuz Finlandiya’nın resmi dillerinden biri olan Fince (İkincisi İsveççe). Sansasyonel bir giriş yaparsak; Fince’de, kadın/erkek ayrımı (İngilizce’deki she/he gibi), lütfen (please) ve hakkında (about) ifadeleri ve gelecek zaman diye bir şey yok. Dilin detayı ve istisnaları fazla. Temel olarak şu kelime modlarının ve cümle yapılarının öğrenilmesi hayati önem taşıyor; nereden? nerede? ve nereye? Bu modların …
Bu gözleme, tahmine, belki biraz da hayal gücüne dayanan bir yazıdır. Bazı ülkelerin 10-20-30 yıllık vizyonda ciddi oranda yaşlanacağı, yetişen genç nüfusun, doğum oranlarının da düşmesi nedeniyle, bu yaşlanan nüfusun ve ülkenin ihtiyaçlarını karşılayacak sayıda olmadığı ile ilgili birçok istatistiklere ve haberlere denk gelmişizdir. Ülkelerin ömür sürelerine göre, yaşlı olarak kabul edilen sayılar değişiyor olabilse …
Doğup büyüdüğünüz yerlerin dışına çıkmak, alıştığınız kültürün, yemeklerin, geleneklerin, iletişim tarzının…vs. dışında yaşamayı deneyimlemek ilginç. Örneğin, (hemen en basitinden, genel bir kabulü alıp kullanalım dersek misal olarak), Türkiye’nin batısında doğmuş büyümüş birinin üniversite için doğusuna gittiğini hayal edelim. Hayalden öte, belki de böyle bir hayat diliminde yaşadık, bizzat deneyimledik ve oturduk böyle bir yazı yazıyoruz… …
Son zamanlarda her konu ortaya iki seçenekle birlikte çıkıyor. Soruyu soranın yada konuyu ortaya atanın hangi cevabı yada tercihi beklediğinin anlaşılmasının dışında, diğerini seçecek olabilmenin stresi (rahatlığı mı, o da ne demek?) ve en kötüsü iki şık ile de ilgilenmemek… Daha doğrusu, iki seçenekte de düşünce ve duygu dünyana uygun olanı bulamamak. Temsilini bulamayınca, tercih …
Yaşa . Kabul et . Bırak . Kat . Devam et Yaşa, kabul et, bırak ya da kat, devam et . Yaşa, bırak ya da kat, kabul et, devam et . Yaşa, devam et . Devam et Yaşa . Devam et,
Sen birisinin kabul olmuş duasısın. Birilerinin ‘yaşam’a şükrüsün, teşekkürüsün. Harika iş çıkarıyorsun. Her şeyin en güzelini hak ediyorsun. Senin adın ŞAHANE olmalı.
İlk izlediğimiz Cirque Du Soleil gösterisi olan Crystal’dan sonra, uygun olabilecek bir zaman ve mekanda ikinci bir gösteriye şans vermek istedik. Öncelikle web sitelerinden gösterilere göz attık, aile için uygun olabilecek bir tanesi olan OVO’da karar kıldık. İtiraf etmek gerekirse, ilk izlediğimiz gösterideki doyumu yaşayamadık. Müziklerden, ritme, harekete, konuya… pek çok konuda ilki kadar tat …