Finlandiya – Lapland (1)
Öncelikle Finlandiya’dan bahsetmek yerinde olacaktır. Finlandiya, kuzeyde bir İskandinav ülkesi.
Yüzölçümü büyük, nüfusu 5,5 milyon olduğundan insan yoğunluğu düşük.
Finlandiya’da 1 milyon nüfuslu şehir olmadığını biliyor muydunuz?
Bu sene itibariyle başkent Helsinki’nin nüfusu 650.000 (yazıyla altı yüz elli bin) kişiye yaklaşmıştır.
188.000 gölü
2 milyona yakın saunası vardır.

Ben Kuzey Kutup Dairesi’ni geçtim
Helsinki’den Ivalo Havalanına Finnair ile yaklaşık 1 saat 20 dakikalık uçuşun ardından
Kuzey Kutup Daire’sini geçmiş oluyoruz.
Başlığın yazılı olduğu t-shitler, fincanlar, kazaklar yok satıyor.
Hayatında bir kez olsun çizgiyi geçmelisin. (1)
Kuzey Kutup Dairesinin Çizgisi
Kuzey Kutup Dairesi üzerinde toprağı olan ülkeler ABD – Alaska, Danimarka – Grönland, Finlandiya, İsveç, Kanada (Kuzey Kanada), Norveç ve Rusya.
Kış tatili için tercih edilebileceği gibi, baharın coşkusunu yaşamak için de ideal. Doğa tüm ihtişamıyla korunduğu için, tüm mevsimler Kuzeyde ayrı güzeldir diye hayal ediyorum.
Fakat uzak diyarlara seyahat planı yaparken, diyarla ilgili her şeyi, bir seferde görüp, deneyimlemek isteğiyle zaman aralığı sınırlanıyor.
Örneğin, taaa oralara kadar gitmişken, Kuzey Işıklarını da göreyim düşüncesindeyseniz, izleme olasılığını artırmak için 5 Eylül ve 5 Mart tarihlerinde kuzey bölgesini ziyaret etmek gerekir.
Lapland
Laponya olarak bilinen alan, Norveç ve İsveç’in, Finlandiya ve Rusya’nın ülke topraklarının kuzeyindeki belli bir bölgeyi tanımlar. Samiler bu bölgenin yerli halkıdır.
Finlandiya’daki Lapland bölgesindeki bütün ren geyiklerinin Samilere ait olduğunu biliyor muydunuz?
bildik şimdi, ne oldu?
Bölgedeki aktivite olanakları
Bu, mevsime göre değişkenlik gösterir bir konudur ve cevap bu kadar değil.
Yazının da öncelikli konusu kış, çünkü ikinci ve son seyahatimizi ocak ayının ilk haftası planlamıştık. Neredeyse tam kış ortası.
İlk seyahatimizi ekim ayının sonunda planlamıştık. Buna daha sonra, Kuzey Işıkları ile ilgili bölümde ayrıca değineceğim.
Doğayı keşfetmek ve kayak yapmak eksenin de bir de Kuzey Işıklarını görsem tamamdır. Bu tatil bana olmuştur, şık durmuştur… derseniz, kimse sizi vizyonsuzlukla suçlayamaz. Çünkü bu kombinasyon yeterince dolu, yoğun ve yorucu. Araları, sauna, spa ve havuz ile de renklendirdiğimizde, akşam (hala akşam kavramınız kaldıysa mesela) oturduğunuz bir noktada uyuyup kalmanız mümkün.
Doğayı nasıl keşfedebilirsiniz?
Yürüyerek olmasa? Olur mu öyle?
Karlı bir ortamda, bazı noktalarda kar kalınlığını ön göremediğiniz yerlerde pek iyi bir fikir olmayabilir. Ormanda trekking yolları, patikalar var, bunları takip ederek belki fakat doğayı keşfetmek için her zamankinden farklı yöntemler bulmak da pratik ve heyecan vericiyse, onları neden tercih etmeyesiniz ki?
Cross-Country Skiing
Yollar, arabalar ve kar motosikletlerinden önce kışın ulaşımın tek yolu kayaklar veya kızaklarmış. O günlerde Laponya’da yaşayan (hala yaşıyorlar, fakat gözlemlerim teknolojiyi artık, hepimiz gibi, daha çok kullandıkları yönünde) yerliler gibi seyahat etmeyi öğrenerek ve cross country kayağı yaparak kendinizi karda daha özgür hissedebilirsiniz. Riski az, ekipman kiralamak daha uygun fiyatlı ve Ski pass almanıza gerek yok (Ski pass ne’di? Emek ve sevgi olmasının dışında duygusal bir bağ idi, dağlarla aranızda kurulan.) Cross-country’den sonra her yer sizin için süper, mükemmel. Bu şekilde Lapland sizin! Gözlerinizin parlamasını görebiliyorum. Bacak ve kol kasları önemli. Ek olarak, ‘amaaan n’olacak tadında’ görünen, aslında çok efor sarfettiren bir spor.
Snowshoeing
Karda yürümenin (ayakkabıyla giyilen bir şey ile), bir rehber eşliğinde doğanın tadını çıkarmanın keyifli bir yolu daha. Farklı deneyimleri hayatımıza katmak için buradaydık değil mi?

Snow mobile (kar arabası mı bu)
Gerçekten güzel bir seçenek olabilir. Bir lider eşliğinde hareket ediyorsunuz. Latin harfleriyle düzenlenmiş bir ehliyete sahibi olmanız gerekiyor. Farklı aktivitelerle birleştirilebiliyor. Örneğin, snow mobile ile doğa fotoğraf turu, kuzey ışıkları avı, ufak piknikli takılmalı turlar…gibi. Yol uzunluğuna göre de bazı şeyler değişiklik gösteriyor.

Değişiklik gösterenler;
Başta adı, sonrasında katılımcı sayısı, sonrasında yaş sınırı, devamında fiyatı… İhtiyacınıza, hayalinize uygun olanı, Saariselkä bölgesindeki (diğer bölgelerde de vardır eminim, bilgi sahibi değilim) Safari dükkanlarından -otellerde masa kuruyorlar- kişilerle direkt konuşarak, web siteleri üzerinden organize edebilirsiniz.
Bu arada Safari dükkanı ne?
Husky Safari / Reindeer Safari
Yerli halk için çok eskilerden beri tercih edilen ulaşım şekilleri bunlar. Bizimle de deneyimlerini paylaşarak, doğa güzelliklerini keşfetmemize yardımcı oluyorlar. Husky turları bazen yaş sınırlı olabiliyor. Uzun ren geyiği (Reindeer) turları da öyle.
Bu nedenle biz sempatik, minnoş bir ren geyiği turuna katıldık. Çok güldük, çok eğlendik ve gerçekten burada yaşamanın nasıl bir şey olduğunu anladık.
Ne giyerseniz giyin, hayvan derisinden, yününden yapılmış her hangi bir şey kadar sizi sıcak tutmuyor. Ateşin anlamı sizin için değişiyor. Yanan küçük bir mumun hayatınızdaki yerini düşünün. O minik mum, sizin için keşke oluyor, keşke küçük bir mumum, birazcık ateşim olabilseydi…
…Keşke…
Tur sonrasında oturduğumuz yer, küçük, ağaçtan yapılmış ortasında ateş yanan rahat, şirin (cozy) bir ortamdı ve Sami genç bir kız bize Samilerle ilgi bilgi verip, sıcak içecek ve kurabiye ikram ediyordu.
Gerçekte olan; Koymuş bir masaya aldık yedik.
Başta içeceğin içine ellerimi ve ayaklarımı sokmak istedim fakat bardak çok küçüktü. Sessizce bardağı masaya terk edip ateşe yaklaştım, niyetimi anladıklarını düşünen diğer ‘bağzı’ gezi arkadaşlarım yanıma gelip beni tuttular. Oysaki ben sadece ne yaktıklarını merak etmiştim. Ateşi nasıl yaktıklarını falan.
Neyse bozmayalım kendimizi, devam,
Samilerin kendi dillerini konuştukları için kafeslere kapatıldıklarını, trajik bir tarihe sahip olduklarını anlattı. Gerilip, hüzünlenip üzülmüşken bir anda her şey yoluna girdi ve;
Şimdi her şeyin farklı olduğunu, demokratik haklara sahip olduklarından bahsetti.
Lapland’teki tüm geyiklerin Samilerin olduğunu yani hükümetin bu hakkı tanıdığını da o söylemişti.
Ren geyiklerini değil, geyikleri yiyecek olarak tüketiyorlarmış. Ren Geyikleri, her zaman çiftliklerde kalmıyormuş. Onların yeri orman. Bazı mevsimler, çiftliklere alınıyor, erkek geyikler çalıştırılıyor, dişileri doğum yapıyor yavrularına bakıyor, zamanı geldiğinde herkes doğasına dağılıyor.
Ren Geyiği boynuzlarının tarih boyunca hangi sebeplerle kullanıldığından da bahsetti. Pratik hayatta çokça işlerine yarıyormuş. Şimdilerde sanatsal çalışmalarda da kullanılıyormuş (Çok ağır olmasının yanında çok estetik ve her ren geyiğininki kendine özel, tek. Bu yaşama ve dünyadaki diğer tüm canlılara daha farklı bakmamız için bir fırsat bilgi olabilir.). Gözlemim, kaşıktan, abajura kadar pek çok alanda kullanılmış olmasıydı. Ren Geyikleri çok soğuk havalara dayanıklılarmış, yanlış hatırlamıyorsam, -60°C.
Bize ren geyiği yakalamak (lasso yapıyorsunuz ve boynuzunu hedef alıyorsunuz, sonra hızlıca geriye doğru konuşuyorsunuz), beslemek* hakkında da bilgiler verdi.
(*Tipi yosuna benzeyen -süs eşyalarında kullanılan gibi yün görünümlü- bir şey yiyorlar. Adı da liken, liiiken gibi bir şey. Elden beslemek isterseniz, iki avucunuzun içine doldurup sakince ellerinizi uzatarak yemeğini sunuyorsunuz. Sakinlik önemli!)


Onlara nasıl yaklaşmamız gerektiğini de anlattı;
Şöyle dedi; ren geyikleri vahşidir, çok yaklaşmayın,
Dokunulmaktan hoşlanmazlar, sevmeye kalkmayın,
Genç geyikler boynuzlarını kullanmak konusunda iyi olmayabilirler, dikkatli olun.
Evet işte biz bu şartlar altında kızaklara bindik ve……
Dolunay altında ormanın içinde, kocaman ağaçların arasında, ağzımızdan şöyle cümleler çıktı:
Küçük gezgin “televizyonun içinde gibiyiz” dedi. Büyük gezgin “gerçek olamayacak kadar güzel değil mi” diye ekledi. Sonra küçük olan, “ama gerçek işte, bak bu kar” dedi. Beni bu çukura sen attın, şimdi de yaptığına bak derken hop sağdan bir geyik kafası. Neşeden ve heyecandan bağrışmalar derken, sakin ve sessiz olmamız gerektiğini hatırlamamız, sevgili rehberimiz Sami Beyin kontrolü, her şey yolunda, devam.

Bir öneri; eğer soğuğa karşı dayanıklılığınızı sorguluyorsanız, giysilerinizin teknik özellikleri ve seçimlerinizi gözden geçirmenizi tavsiye ederim. Tüm her şeye rağmen hala soğuğa karşı psikolojik bir eşiğiniz varsa, sıcak su torbası taşımanızı tavsiye ederim 🙂 (Kimse kusura bakmasın).
Bu benim acele ile aklıma gelen elime geçen bir şişeye çeşmeden sıcak su doldurmamla sonuçlanan bir girişimdi ve çalıştı.
Aynı mantığın daha küçük, daha teknolojik olduğunu düşündüğüm çözümleri de var. Bunu da ayrıca paylaşırım.
Yüksek bir tepe bulup seyre dalmak
- Kaunispää’ya çıkıp sana bir tepeden baktım aziz Lapland diyebilirsiniz
(Ekimde evet, Ocakta ee ee eevett. Siz yine de rüzgarın şiddetini meteoroloji sitelerinden, uygulamalarından bir kontrol edin de n’olur n’olmaz…). - Seyir noktaları bulup uygun durumdaysa deneyebilirsiniz. Orman içinde, tahtadan yapılmış, yüksek kuleler. (Ekimde evet, Ocakta hayır.)

Bonus- FatBike Turları
Fat Bike (Şişman tekerlekli bisiklet), normal bisiklete göre daha geniş tekerleklere sahip ve daha fazla çekiş gücü sağlayan bisiklet türü… Kuzeyde, yaz- kış, şehirde- ormanda kullanılıyor. Bu bisikletlerden kiralayarak turlayabilir ya da tura katılıp bir grupla keşiflerinize devam edebilirsiniz.
